“Bir Pasaportlu Kiremit”

“Bir Pasaportlu Kiremit”
Loriet Malikanesi’nin Mimari Bir Hatırası
Loriet Malikanesi’nin çatısının sırtında, yükseklerde, göze çarpmayan bir pişmiş toprak parçası yatıyor. Akdeniz güneşi ve tuzlu hava tarafından yıpranmış, kolaylıkla gözden kaçabilir — ama bu kiremidin bir hikâyesi var.
Üzerinde Guichard Carvin & Cie – Marseille St André damgası taşıyor ve 19. yüzyılın sonlarında Fransa’nın güneyinde, Marsilya yakınlarındaki Saint-André sanayi bölgesinde üretilmiş. O dönemde Fransa, mimari yeniliklerin öncüsüydü ve bu üretici Avrupa’nın en saygın kiremit ustalarındandı. Uzmanlık alanları, bugün ikonik hale gelen Marsilya tipi kiremitti: sağlam, birbirine geçmeli ve hem işlevsel hem estetik olacak şekilde tasarlanmıştı.
Bu kiremitler sadece binaları örtmekle kalmaz, seyahat de ederdi. Sandıklar dolusu kiremit, dayanıklı çatı kaplamalarına ihtiyaç duyan sahil şehirlerine ve adalara taşınırdı.
Bu sevkiyatlardan biri, muhtemelen 1800’lerin sonunda, Midilli’nin büyük konaklarının altın çağında, Lesvos Adası’na ulaştı. Bugün Loriet Oteli’nin bir parçası olan ihtişamlı yapının çatısına özenle yerleştirilen bu kiremit, binanın dokusunun bir parçası oldu — ailelere, misafirlere ve tarihe siper oldu.
Bugün hâlâ yerinde duruyor ve yüz yılı aşkın süredir görevini sürdürüyor. Depremlere, savaşlara, kışlara, ağustosböceklerinin cıvıltılarıyla ve deniz meltemiyle dolu yazlara dayanmış bir sessiz bekçi.
Bir kiremitten fazlası. Kalıcılığın ve ayrıntılardaki estetiğin değer gördüğü bir döneme açılan fiziksel bir kapı.